All News
19 Ocak 2019 ( 6329 izlenme )
Reklamlar

KABİR SUALİ NASIL OLACAK:

Ölü, kabire konulunca, bilinmeyen bir hayatla dirilecek, rahat veya azap görecektir. Nîmet ve azaptan önce, “Münker ve Nekir” adındaki iki meleğin, bilinmeyen korkunç insan şeklinde mezara gelip suâl soracaklarını hadîsi şerîfler açıkça bildirmekdedir (Bkz. Münker ve Nekir), 
Kabir suâli, bâzı îmân bilgilerinden veya tamâmından olacaktır.

Meşhur olan kabir suâlleri şunlardır: Rabbin kim? Dînin hangi dindir? Kimin ümmetindensin? Kitabın nedir? Kıblen neresidir? Îtikâtta ve amelde mezhebin nedir? Bu suâllere îmânı doğru olan, Ehli sünnet îtikâdında olan müminler güzel, doğru cevaplar verecektir. (Bkz. Ehli Sünnet)

Güzel cevap verenlerin kabri genişleyecek, Cennetten bir pencere açılacaktır. Sabah ve akşam Cennetteki yerlerini görüp, melekler tarafından iyilikler yapılacak, müjdeler verilecektir. İyi cevap veremezse, demir tokmaklarla öyle vurulacak ki, bağırmasını insandan ve cinden başka her mahluk işitecektir. Kabir o kadar daralır ki, kemiklerini birbirine geçirecek gibi sıkar. Cehennem’den bir delik açılır. Sabah ve akşam Cehennem’deki yerini görüp, mezardan mahşere kadar acı azaplar çeker. Bir hadîsi şerîfte buyruldu ki:

Kul öldüğü vakit, siyah renkli, yeşil gözlü iki melek kendisine gelir. (Suratlarına bakılamayacak kadar korkunç olduklarından) birine Nekir diğerine Münker denir. Ölüye:
“Bu peygamber hakkında ne dersin?” diye sorarlar. Şâyet mümin idiyse:
“O, Allah’ın kulu ve Resûlüdür; “Eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh” der. Onlar: 
“Senin böyle diyeceğini biliyorduk.” derler. 
Sonra mezarı enine boyuna yetmiş arşın genişletilir ve nûrlandırılır. Sonra kendisine: “Uyu.” denir. O; “Bırakın da gideyim durumu âile efrâdıma anlatayım.” der. Fakat kendisine müsâde edilmez. “En yakın adamının ancak kendisini uyandırabileceği bir güveyinin uykuya yatması gibi yat, uyu.” denir ve kıyâmete kadar yatar.

Şâyet münâfık ise, meleklerin sorularına; “İnsanlar bir şeyler derlerdi ve ben de söylerdim, fakat şimdi bilmiyorum.” der. 
Melekler; “Zâten biz senin böyle diyeceğini biliyorduk.” derler. Sonra mezârına; “Bunu sıkıştır.” denir. Mezar onu, kemikleri birbirine geçinceye kadar sıkar ve dirilinceye kadar kabrinde azâb çeker.”

Bu hâlleri, Resûlullah’ın ve Eshâbının yolunda bulunan Ehli sünnet âlimleri sözbirliğiyle söylemişlerdir.

Yakılan, suya atılan veya başka bir şekilde muâmele edilen her ölü için de kabir hayâtı, suâli, azâbı veya rahatlığı vardır. Bunlar, sâdece bir kabir kazılıp içine konulan ölülere yapılır, böyle olmayanlara yapılmaz sanılmamalıdır. Ölen insanların başlarına gelenler, Allahü teâlânın kudreti içindedir. Her ölü, öldükten sonra başa gelenlerden olan kabir hayâtını yaşar. Nitekim dünyâda da insanların aklının almadığı, güçlerinin yetmediği, hesaplarına uymayan birçok hâdise cereyan etmektedir. Anlaşılsın anlaşılmasın, bu dünyâda olup biten her şeye dünyâ hayâtı denilmektedir

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bakan Soylu: Kim çocuklarımızı zehirlemeye çalışırsa onların ayaklarını kırın 12 yaşındaki fenomeni sahneye çıkaran Sefo ve Ufuk Beydemir birbirine girdi. Metin Akpınar'ın Altın Portakal'daki sözleri gündeme düştü: Bugün Türkiye cahil bir ülkedir. Paraları Türk lirasını 7 ye katladı! Bulgarlardan sonra onlarda sınır şehrine akın etmeye başladılar.