İnsanlar, borcunu ödeyebilmek için de dua etmelidir. Çünkü rızkı veren Allah’tır. Kişinini parasına bereketi veren de Allah’tır. Bunun için, rızkının bollaşması, elinin rahatlaması, sıkıntılarının giderilmesi için de dua etmelidir.
Efendimiz Hz Muhammed de her alanda dua etmek gerektiğini vurgulamıştır. Bununla ilgili Hz. Ali’nin başından geçen bir olayı anlatmak gerekecektir… Bir kimse Hz. Ali’ye gelerek borçlu olduğundan ve sıkıntısından bahsetti.
Hz Ali ona buyurdu ki:
“Rasulullah Aleyhisselam’dan öğrendiğim şu kelimeleri zikredersen, dağ gibi borcun olsa bile sıkıntı duymadan ödersin:
“Allahumme ekfini bihalalike an haramike ve eğnini bifazlike ammen sivake!”
“Allah’ ım! Helal kıldıklarınla, beni haram kıldıklarından uzak tut. Fazlu Kereminle beni Sen’den gayrıya karşı müstağni kıl”(Tirmizi)
Ayrıca bunun yanında:
“Allahummekfini bihalalike an haramike ve ağnini bifadlike ammen si vak” da denebilir…
Bu duanın anlamı ise şudur:
“Ey Allah’ım, helal rızkını bana yeterli kıl ve beni haramlardan koru. Ve lütfunla, merhametinle beni başkalarına muhtaç olmaktan müstağni kıl (koru ve muhafaza eyle)”
Ebu Abdullah el Kureşi Hazretleri, duası makbfrl bir zat idi. Mısır’da bulunduğu sırada büyük bir kıtlık olmuştu. Bunun üzerine Mısır’dan ayrılıp Kudüs’e gitti. Filistin’deki Halllürrahman denilen yerdeki İbrahim Aleyhisselam’ ın makamını ziyaret etti. Ziyaret sırasında İbrahim Aleyhisselam’ın makamı yanında uyuya kaldı. Ruyasında İbrahim Aleyhisselam tarafından karşılandı. Ebu Abdullah el Kureşi, İbrahim Aleyhisselam’ a;
“Ey Halllullah! Mısır’da büyük bir kıtlık var. Dua buyurunuz” diye arzetti. Hz . İbrahim de kıtlığın kalkması için dua etti. Ebu Abdullah el Kureşi daha sonra uyanıp Kudüs’e döndü. Çok geçmeden kıtlığın kalktığı haberini öğrendi.
Abdullah Kureşi buyurdu ki:
Bir gün hocam Ebu’r Rabi bana, “Sana bitmek tükenmek bilmeyen bir hazine öğreteyim mi?” dedi. Ben de, “Evet” deyince, Ebu’r Rabi bana, “Şu duayı devamlı oku” dedi.
Okumamı istediği dua şöyle idi:
“Ya Allah, ya Vahid, ya Mucid, ya Cevad, ya Basit, ya Kerim, ya Vehhab, ya ze’t Tavl, ya Gani, ya Mugni, ya Fettah, ya Rezzak, ya Alim, ya Hayy, ya Kayyum, ya Rahman, ya Rahim, ya Bediassemavati vel ard, ya Zel Celali vel ikram . . .Ya Hannan, ya Mennan infehni minke bi nafhati hayrin tugnini biha ammen sivak.. İn testeftihu fekad caekumul feth … İnna fetehna leke fethan mu bina … Nasrun minellahi ve fethun karib … Allahumme ya Gani, ya Hamid, ya Mubdi’, ya Muid, ya Vedud, ya zel arşil Mecid, ya Fe’alen lima yurid, ikfini bihelalike an haramike ve agnini bi fadlike ammen sivake vahfazni bima hafizte bihizzikr… Vensurni bima nasarte bihirrusul … inneke ala kulli şey’in kadir…”
Sonra bana, “Her kim şu duayı namazlardan sonra, özellikle Cuma namazından sonra okursa, Allahu Teala onu her türlü kötülükten muhafaza eder. Düşmanlarına karşı muzaffer kılar, ona ummadığı yerlerden rızıklar verir, geçimini kolaylaştırır. Borcu dağlar kadar büyük ve kabarık olsa dahi, Allahu Teala’nın lutfu, keremi ve inayeti ile öder” dedi. Kendisi şöyle anlatır: Bir gün Abdullah el Muaviri’ye gittim. Bana, “Ey şerif! Başın darda kaldığı zaman, yapacak olduğun bir dua öğreteyim mi?” diye sordu. Ben de “Evet” dedim. Bunun üzerine şu duayı öğretti:
“Ya Vahid, ya Ehad, ya Vacid, ya Cevad, İnfehna minke bi nefhati hayrin inneke ala kulli şey’in kadir …
Abdullah el Muaviri bu duayı bana öğretmek için okuduktan sonra, başım hiç darda kalmadı, rızkını çoğaldı. Duada, maksadın hasıl olması için, dua eden kimsenin i’tikadının düzgün olması, namazım muntazam kılması ve dinin emir ve yasaklarına elinden geldiği kadar uyması şarttır.
Ayrıca, bir kimse bir derde veya borca giriftar olursa, “Allahumme inni eftzu bike minel hemmi vel bazeni ve euzu bike minel aczi vel keseli ve euzu bike minel cubni vel buhli ve euzu bike min galebetid deyni ve kahrirrical” duasını okusun, buyurulmuştur.”