Eşim beni hiç umursamıyor. Akşama kadar onun yolunu 4 gözle bekliyorum, Her gece karısının kalkıp biriyle konuştuğundan şüphelenen koca 2 senelik evli eşini mahkemeye başvurdu. Eşim ben uyuduktan sonra yataktan kalkıyordu, ne yaptığını çok merak ediyordum Sonrasında olanlara kimse inanamadı.. Meğer o konuştuğu... DEVAMI İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ..
Tüm gerçekleri mahkemede öğrendi. ama o her geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin dırdırınımı dinleyeceğim diyor. Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum. Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kö-tü sözler söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların a-cısını hep benden çıkarıyor. Sen ise o kadar şefkatli ve iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık gecenin bu saatini özlemle çeker oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. Kocası karısının konuşmalarını asla yüzüne vurmuyor. Bu konuşmalarını duydukça eşine daha sert davranmaya başlıyor. Artık evde ne huzur ne düzen kalmıştır. Koca artık bu konuşmalardan aldatıldığına kesin kanaat getiriyor ve eşine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor ve boşanma davası açıyor. U.Ç. bo-şanma kağıdını görünce bir şok daha yaşıyor.
Mahkeme günü geliyor ve hakim kadına soruyor. ‘’Eşini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla gece yarıları saatlerce konuşup eşini aldattığını iddia ediyor ‘’ diyor. Kadın neye uğradığını şaşırıyor ve bo-şanma gerekçesinde konuştuğu kişiyle neler konuştuğunu hakim tek tek okuyor. Kadın bir anda kocasının gözlerine ağlayarak bakıyor. Kocasında ise sert ve nef-ret dolu bir ifade. Kadın; Eşimi sevmiyorum, istemiyorum diye bo-şanacağını beklerken, bu duydukları karşısında ş-ok oluyor ve her şeyi anlatıyor. ‘’Hakim bey , ben bırakın eşimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken kadın ağ-layarak anlatıyor. ‘’Akşamları ben eşimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi, bazen bana ha-karet etti, bazen bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye söz etmedim. Yıllarca sürdü bu.
Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her gece eşim uyuduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım. Bana sabır ver. Ben eşimi çok seviyorum. O benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her gece kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana yetiyor. Sen bana o kadar huzur veriyor ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra kocasına başını çeviren kadın, kocasının başını yere indirdiğini gördü. Kadın: ‘’Hakim bey keşke ö/lseydim de, böyle bir o-lay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek ağlaması daha da arttı.. Hakim bu anlatılanlardan sonra kocasına dönerek, kocasına sordu ‘’söyleyeceğin bir şey var mı!’’
Kocası tek şey söyledi. ‘’Karım beni affetsin, bundan sonra onu asla üzmeyeceğim, ben hatamı anladım hakim bey’’ dedi… Hakim erkeğe tek şey söyledi. “Aslında bana kalırsa su-çlu olan sizsiniz. İşiniz kadar ailenize önem verseniz hayat ve toplum daha yaşanılır hale gelirdi. Ailesini ih-mal eden biri toplumda kime ne fayda sağlar ki!”