Hz. Ali (r.a) bir gün yolda giderken bir karıncayı incitti. Karınca, elini ayağını oynatarak çırpınmaktaydı.
Hz. Ali (k.v) karıncanın aczini görünce üzüldü. Öyle bir Aslan, bir karıncanın halinden perişan bir hale düştü. Ve, karıncanın kendine gelip yürümesi için bir hayli ağladı, Birçok çareye başvurdu. Fakat nafile…
O gece rüyasında Peygamber Efendimizi (s.a.v) gördü. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ona dedi ki :
– ‘’Ya Ali! Yolda acele etme! İki gündür bir karınca yüzünden gökler yasa boğuldu. Buna da sen sebep oldun. Yoldaki karıncayı incittin. Öyle bir karıncayı incittin ki hakikatten haberdardı. İşi gücü Allah’ı zikretmekti.’’
Hz. Ali (r.a) ın vücudu titremeye başladı. Allah’ın aslanı zor bir duruma düşmüştü. Sonunda Hz. Peygamber (s.a.v) dedi ki:
– ‘’ Merak etme! Allah indinde şefaatçin, yine o karınca olacaktır. ‘Ya Rabbi! Ali (r.a) bu işi kasten yapmadı. Bana bir düşmanlık ettiyse bile şimdi düşmanlık zamanı değil’ diyecektir.
Bilmelisin ki böyle bir Aslanın bir karıncaya karşı bu hale düşmesi dini hassasiyetten kaynaklanıyordu.
Hak’tan haberdar olan, Allah’ın emrine uyan ve bu emre göre hareket eden kişiye ne mutlu!