Kanaât önderlerinden biri şöyle anlattı:
Birgün zerka şehrinde Cuma namazı kıldık.
Yanımızda ilim tahsil eden talebelerle Kuveyt’ten gelen
bir alim vardı.Biz oturuyorken insanlar camiyi
boşaltmaya başladı.
Birden caminin kapısında alışık olmayan bir tarzda
birileri “Hoca nerede? Şeklinde bağırarak girdiler.
Sonunda Kuveytli alimin yanına geldiler ve ona :Hocam
bu sabah trafik kazası sonucu bir genci yitirdik.Mezarı
kazdık ve korkunç bir manzara ile karşılaştık….
ORADA BÜYÜK BİR YILAN VARDI…
DELİKANLIYI KABRE KOYAMADIK.
DOĞRSUSU NE YAPACAĞIMIZI ŞAŞIRDIK.
GERÇEKTEN KABİRDE KIVRILMIŞ BÜYÜK BİR YILAN
VARDI….
FAL TAŞI GİBİ GÖZLERİ İLE İNSANLARI SÜZÜYORDU…..
ALİM ZAT BİR BAŞKA MEZAR KAZIN DEDİ….
BUNUN ÜZERİNE TAM İKİYÜZ METRE UZAKTA BİR
KABİR DAHA KAZDIK AYNI YILAN ORADA TEKRAR
KARŞIMIZA ÇIKTI.
ALİM ZAT : BİRİNCİ KABRE TEKRAR BAKALIM DEDİ.
BAKTIK YILANIN ORADA OLDUĞUNU GÖRDÜK.
BUNUN ÜZERİNE O ALİM EĞER BİZ ÜÇÜNCÜ VE
DÖRDÜNCÜ KABRİDE KAZSAK YILAN YİNE ÇIKACAK.
BİZİM YILANI ÇUKURDAN ÇIKARMAK İÇİN BİR
ÇÖZÜMÜMÜZ YOK DEDİ.
DEMİR ÇUBUKLAR VE SOPALAR GETİRDİK.
YILANI KABRİN DIŞINA ALDIK.
YILAN KABRİN KENARINDA DURUYORDU.
HERKESİ KORKU KAPLAMIŞTI.
HATTA BAZILARI BAYILDI.
DAHA SONRA CENAZE GETİRİLDİ KABRE KONDU.
BİRDEN YILAN HAREKETE GEÇTİ ÖYLESİNE HIZLI
HAREKET EDİYORDU Kİ HAREKET ETTİĞİ YERDEN TOZ
KALKIYORDU.
SONUNDA KABRİN AYAK UCUNCAN İÇERİ GİRDİ….
YILAN ÖLÜYÜ SARMAYA BAŞLADI, AYAKLARINDAN
BAŞLAYIP KAFASINA KADAR ONU ÇEPÇEVRE SARDI……
SONRA ONU SIKMAYA BAŞLADI…..
KEMİKLERİNİN KIRILMA SESİ BİZE KADAR GELİYORDU…
BİZİM YAPACAK BİRŞEYİMİZ KALMAMIŞTI.
Kuveytli alim toprağı örtün dedi.
Biz ise toprağı örtüp babasının yanına gittik ve o
kişinin nasıl biri olduğunu sorduk. O da şöyle dedi:
OĞLUM SON DERECE SAYGILI VE GÜZEL BİR
İNSANDI.SADECE NAMAZ KILMAZDI.(
(Risale acile ilel müslimin s,46/50)
Rabbim cümlemizi ölene kadar NAMAZ kılanlardan eylesin. AMİN