Bir kişi namazda “eûzü besmele” okuduğunda, Allahu azimü’şşan o kula bedeninde olan kılların sayısınca sevap verir. Ve “Fatihayı şerife” okuduğunda Allah Taâlâ hazretleri o kula kabul olmuş hac sevabı verir. Ve rükûya vardığında Allahu azimü’şşan o kula nice bin altın sadaka etmiş sevabı ve rükûda sünnet üzere üç kere teşbih ettiğinde o kula Allahu azimü’şşan hazretleri gökten inen yüzdört kitabı okumuş kadar sevap verir.
“Semiallâhu limen hamideh” dediğinde o kulu Allahu azimü’şşan rahmet deryasına gark eder. Ve secdeye vardığında olkula Allahu azimü’şşan insanlar ve cinler adedince sevap verir, secdede sünnet üzere üç kere teşbih ettiğinde o kula Allahu azimü’şşan’ın fazileti çoktur ama alimler bir kaçını beyan etmişler:
1. Arş ve kürsü ağı kadar sevap verse gerektir,
2. Allahu azimü’şşan o kulunu mağfiret etse gerektir,
3. O kul öldüğünde Mikâil aleyhi’sselâm o kulun kabrini günde bir kere ziyaret etse gerektir, tâ kıyamete kadar,
4. Kıyamet gününde Mikâil aleyhi’sselâm o kulu mübarek kanadı üzerine alıp şefaat edip Cenneti a’lâya götürse gerektir.
Ve ka’dei ahîreye (son oturuşa) oturduğunda Allahu azimü’şşan o kula fükarayı sabirîn (sabreden fakirlerin) sevabı verir, – fukarayı sabirîn sevabı ağniyayı şakirinden (şükreden zenginlerden) beş yüz yıl evvel Cennet’e girse gerektir. Ağniyayı şakirîn onu görüp nolaydı biz dünyada iken fukarayı sabirînden olaydık diye temenni etseler gerektir.
İki yanına selâm verdiğinde o kula Allahu azimü’şşan “Cennet’in sekiz kapısı açıldı, ya mümin, her hangisinden girersen gir” diye hitap etse gerektir.