30 yıldır mezarcı olduğunu belirten vatandaş, bir gün mezar yaparken büyük bir yılan gördüğünü belirterek şunları söyledi:
– Mezarın yarısına kadar girmişti. Oraya kısılmış ölmüş. Deliği biraz genişleterek yılanı çıkartım. O esnada mezardaki kadının…Ayrıntılar Haberin Devamındadır… HABERİN DEVAMI İÇİN GÖRSELE D0/KUNUZ….
– O esnada mezardaki kadının kefenini de gördüm. Öldüğü 5 sene olmasına rağmen kefeni bembeyaz, tahtaları bile çürümemiş.
– Onu görünce çok duygulandım ve mezar başında uzun süre ağladım. Bu olaydan sonra kadınla ilgili detaylı bir araştırma yaptığını belirten mezarcı bakın neyi öğrenmiş:
– Kadın, abdestsiz yere basmazmış. Kocasının önünü kesinlikle kesmezmiş. Elinden geldiğince de fakir fukaraya yardım etmiş.
RIZIK KAPILARI MEZARLIKTA AÇILIYOR
Zincirlikuyu, İstanbul’un büyük mezarlarının başında geliyor. Yetkililer, mezarlıkta yer kalmadığını, mezar kazıcılarının daha önceden satın alınan yerleri kazdığını aktarıyor. Haftada bir gün izin yapan kazıcılar, defin işlemi sırasında herhangi bir ücret almıyor. Mezar yeri açmak, güç kuvvet kadar tecrübe de gerektiriyor. Kazıcılar, her mezarın 2 metre boyunda, 80 santim genişliğinde olması gerektiğinin altını çiziyor.
Dini hassasiyetlere
de dikkat edilmesi gerekiyor. Besmele çekmek, cenazenin sırtına yumuşak toprak koymak, kıbleye çevirmek, üzerine tahtaları düzgün yerleştirmek gibi detaylara dikkat etmek gerekiyor. Her gelen tabut, mezarlığa yeni bir hüzün getiriyor. Mezar kazıcıları, işleri bittikten sonra bir köşeye çekilip kabir çevresinde ağlaşan ölü yakınlarını
izleyerek yer yer duygulanıyor; onlar için bu sahneler artık sıradan bir durum olsa da… Kazı, gözyaşı ve yorgunluğun ardından akşam saat 16.30’da bitiyor mesai.Akrabasının tavsiyesi üzerine mezar kazmaya başladığını söyleyen 45 yaşındaki İsmet Dedeoğlu, 5 yıldır bu işi yaptığını söylüyor. Dört çocuk sahibi olduğunu dile getiren
Dedeoğlu, kazıcılığa başlamadan önce mesleğinin çiftçilik olduğunu ifade ediyor. Dedeoğlu, işe başlamadan önce, “Allah’ım, bana toprakla uğraşacağım bir iş ver.” diye dua etmiş.
ÇOCUK VE GENÇLERİN CENAZESİNDE DUYGULANIYORUZ’
Mezarın şekline göre kazma süresinin değiştiğini ifade eden Dedeoğlu, defin işlemi sırasında yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Çocuklarla gençlerde etkileniyoruz. Ağlayanlarla ağladığımız oluyor. Vefat eden çocuk olunca annesi
babası ağlıyor, insan ister istemez üzülüyor. Akşam eve gidince de etkisinde kalıyoruz. Mezarı kazarken manevi bir gücü var sanırım, taş da olsa toprak da olsa anlamıyorsunuz kazarken. Bakıyorsunuz, mezar bitmiş.
“‘EŞİM, ‘EVE ÖLÜ TOPRAĞI GETİRME’ DİYE BANA KIZIYORDU’
Günde bir ya da iki mezar kazdıklarını kaydeden Dedeoğlu, arkadaşları arasında lakaplarının ‘mezarcı’ olduğunu
söylüyor. Dedeoğlu, başından geçen ilginç olayları şöyle anlatıyor: “Bir gün ‘mezar yeri kazılacak’ dendi. Bir baktım, cenazeye gelenlerin çoğu akrabamızdı. Ölen amca çocuğuydu. Cenazeyi defnederken ağlamaya başladım. Eşim ve çocuklarım, zamanla bu mesleğe alıştı. Eşim, ilk zamanlar ‘eve ölü toprağı getirme’ diye bana
kızıyordu.”Zincirlikuyu’da mezar kazıcıları ortalama her gün iki ya da üç mezar kazıyor. Bazı günler bu sayının 7’ye çıktığı oluyor. Yoğunluğa göre kazıcılara takviye de yapılıyor. Tatil dönemlerinde izne çıkanlar olunca bir kişiye günde 3 mezar düşüyor. Ancak birbirlerini pek yalnız bırakmıyorlar. Mezarın hazırlanma süresi çalışılan yere göre değişiyor. Eğer taşlık ve sert bir yerde kazı işlemi yapılıyorsa dört ya da beş kişi bitirmek için çaba
harcıyor. Yaş ortalamaları 40 olan mezar kazıcılarının çoğu ilkokul mezunu. İnşaat işinde çalışmış olanı da var, çiftçilik yapmış olanı da.”Gücün kuvvetin var, mezar işi yaparsın’ dediler, ben de bu mesleğe başladım.” diyen 46 yaşındaki Asım Demirci ise 4 yıldır mezar kazıyor. Daha önce inşaat işçiliği yaptığını söyleyen Demirci, “Evimizden daha çok buraya alıştık. Düzenli bir iş. Çoluk çocuğumuzun rızkını buradan kazanıyoruz. Hemen hemen her gün mezar kazıyoruz. Şu ana kadar
bin 500’ün üzerinde mezar kazmışımdır.” ifadelerini kullanıyor.