İster güzel sanatlar sanatçısı olun, ister sporcu, ister politikacı, ister iş adamı...
Toplumun bir parçası haline gelen insanların başarı hikayeleri, aşkları, evlilikleri ve nihayet hayatları her zaman merak konusudur.
Ülkemizde ve dünyada böyle...
İlgili kişiler için kitaplar ve portreler yazılır.
Film endüstrisi bu merak duygusunu tatmin etmekten kendini alamaz.
Senaryolar yazılır, setler kurulur, kameralar açılır, karakterler canlanır.
Ülkemiz sineması da son yıllarda biyografik filmleri beyaz perdeye yansıtmaya başlamıştır.
Bu filmlerin gişe başarısı, bundan 10 yıl öncesine kadar sinema sektörümüzün en zayıf halkası olan biyografik türü çok güçlü kıldı.
İki şarkıcı hakkında en çok izlenen biyografi; Müslüm Gürses ve dağlar...
En çok izlenen bir başka biyografik film de Ayla'ydı.
Hayatı filme alınan daha birçok insan var.
Bu kişilerin birçoğunun biyografik filmleri hazırlanıyor.
Biri de Yılmaz Güney...
Türk sinemasının "Çirkin Kralı" Yılmaz Güney'in başarı öyküsü, sürgünü, hapishaneye varan çalkantılı hayatı, ardından suikasta kurban gitmesi ve tabii ki hapisten kaçıp yurt dışına kaçtıktan sonra vatandaşlıktan çıkarılması, her nesil ve dönem için çok büyüleyici ve ilginç özelliklere sahiptir.
Yılmaz Güney'i en iyi tanıyan ve onun çalkantılı hayatının en yakın tanığı olan Fatoş Güney, 2020 yılında Cam Kır, Kuşlar Kurtulsun kitabını yazdı.
Yılmaz Güney'in biyografik filmi için şimdiden birçok girişimde bulunuldu. Ancak “Çirkin Kral”ın biyografisi eşi Fatoş Güney'in hazırladığı/değerlendirdiği projeleri yeterince tatmin edici bulmaması nedeniyle bugüne kadar ekrana yansımadı.
Bu kitap, Yılmaz Güney'in biyografik filmini yeniden gündeme getirdi.
Tabii “Kırılan Camlar Kuşlar Kurtulur” yazarının Fatoş Güney olması filmin çekim sürecini kolaylaştırdı ve hızlandırdı.
Fransa, ABD ve Paris, Los Angeles ve BAE'den ortak yapımcılarla yapılan iş birliği, birden çok versiyonla senaryo yazımının sonuna geldi.