All News
30 Mart 2019 ( 970 izlenme )
Reklamlar

KISSADAN HİSSE


Güvenme zenginliğine; bir kıvılcım yeter, güvenme güzelliğine; bir sivilce yeter.

Osmanlı imparatorluğunun son devirleri. Bir paşa, artık yaşı gelmiş mahdumunu takva sahibi, güzel ahlâklı, kocasına bağlı, helâl süt emmiş bir kız ile evlendirmek ister. Zevcesine arzusunu açınca, hanımı " bizim kâhyanın bir kızı varmış. Ben görmedim, lâkin ahlâkını çok methettiler. Eyüp'de mütevazı bir evde oturuyorlarmış. Bence ona talip olalım bey” diye fikrini söyler. Evvela kâhyaya niyetlerini açarlar, hüsnü kabûl görünce de gün tesbit edip kızı istemeye giderler. Kız da razı olunca kâhya kızını vermeyi kabul eder. Söz, nişan, nikâh derken düğün merasimi paşanın Kanlıca’daki yalısında yapılır.

Gelinle damat zifaf odasına uğurlanırlar. Gençler birbirlerini ancak o gece göreceklerdir.

Damat yüz görümlüğünü takmak üzere zevcesinin duvağını açınca fenalık geçirerek yere düşer. Kendine geldiğinde gelin başucunda hüzünle beklemektedir:

“Beyefendi, bir ömür yüzüne bakmaya mecbur olduğunuz zevcenizin küçük yaşta geçirdiği çiçek hastalığının yüzünde bıraktığı izler size büyük sıkıntı verdi. Lâkin bu benim elimde olan bir kusur değil. Şimdi sizden istirhamım şu ki; 40 gün yanınızda bir misafir olarak kalayım. Bu müddetin sonunda 'mizaçlarımız uymadı' bahanesi ile evime döneyim. Bu hususta lütfen anlayış gösterin. Bundan da kimsenin haberi olmamasını istirham ediyorum!"

Konuşurken gözleri dolan ve nihayet ağlamaya başlayan kızcağız damadın ayaklarına kapanır. Damat ne diyeceğini şaşırmıştır. Onun haline üzülmüştür, lâkin onunla bir ömür boyu evli kalmayı da gözüne kestirememektedir. Çaresiz, teklifini kabul eder.

Gece sabah olur, günler birbirini kovalar. Bu arada gelin elbette konaktaki herkesle mecburen münasebetler ihdas eder, bu münasebetlerdeki hâl ve tavırlarına akseden iyi kalbi, güzel hasletleri ile hizmetkârlara varıncaya kadar herkesin kalbinde taht kurar.

Kırk günlük mühletin dolduğu akşam, damadın yanına gider, başı önünde, kısık bir sesle

“yalıdaki kırk günlük misafirliğim için teşekkür ederim beyefendi" der, "artık evime dönmek üzere müsaadelerinizi istemekteyim.”

Ama orada bir şey olur. Damat ayağa kalkar, gelinin önüne kavuşturduğu ellerini tutar ve "muhterem hanımefendi" der şefkat dolu bir sesle, "şayet siz beni beğenmediyseniz ve evinize dönmekte karalıysanız, ona bir diyeceğim olmaz. Lâkin siz benim için artık vazgeçilmez bir zevcesiniz. Güzel ahlâkınızı görünce asıl güzelliğin yüzde değil gönülde olduğuna bizzat şahit oldum ve size âşık oldum.”

Bu minval üzere biraz daha konuşarak gelini ikna edip kararından vazgeçirir.

Ve en mühimi aralarındaki bu sırrı, evlenme çağına geldiklerinde mahdum ve kerimelerine de anlatırlar. Çünkü onların da 'âile saadetinde gönül temizliğinin ve güzel ahlâkın her şeyden mühim olduğunu' bunu bizzat yaşayan anne ve babalarında görmelerini istemişlerdir.
Alıntı

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Dünyanın en iyi üniversitelerinden mezun olanlar için İngiltere'de yeni uygulama Pınar Altuğ'un ortalıkta görünmeyen gençlik fotoğrafı bomba Netflix: Türkiye'ye küresel ilgi katlanarak artıyor Ne Kılıçdaroğlu, ne İmamoğlu, ne Yavaş! İngiliz medyası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en büyük rakibini yazdı!