All News
27 Ocak 2019 ( 19833 izlenme )
Reklamlar

NAMAZ VAKİTLERİ BAKIN NE MANAYA GELİYOR ??

 (Namaz vakitlerinin manası) 》 Müminlerin halîfesi Hazreti Ali kerremellâhü
veche anlatır: “Bir defâsında Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve
sellem Ensâr ve Muhâcirîn ile birlikte oturmuş
sohbet etmekteydi. Bir ara, yahudi cemaatinden
bir topluluk geldi. Resûlüllah sallallâhü aleyhi ve
sellem’den söz isteyerek dediler ki: “Yâ Muhammed, sana birtakım meseleler
soracağız. Bildiğimiz kadarı ile bizim bu
soracaklarımızı bir Hazreti Mûsâ, bir Mürsel
Nebî olanlar, bir de mukarreb melekler
bilebilirler. Şânı mübarek ve yüce olan Allah,
onlar hakkında ancak bu kişilere malûmat vermiş.” Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem onlara
cevâben dedi: “Buyurun, sorun.” Yahudiler sordular: “Yâ Muhammed, Allah’ın
senin ümmetine farz kıldığı şu beş vakit namaz
hakkında bize malûmat ver.” Rasûl aleyhisselâm onlara cevaben şöyle
buyurdu: “Güneş zevâl vaktine girince yâni öğleyin tam
tepeye doğru gelince her şey Rabbini tesbîh
eder. İşte bu sırada öğle namazı kılınır. İkindi
namazı (vakti) Âdem aleyhisselâm’ın o yasak
meyveden yediği âna rast gelir. Yâni Âdem
aleyhisselâm kendisine yasak edilen meyveyi ikindi zamânında yemiştir. İşte bu sırada ikindi
namazı kılınır. Akşam namazının kılındığı vakitte
Hazreti Allah Âdem aleyhisselâm’ın tevbesini
kabul buyurmuştur. Hangi mümin, manevî
yönüne inanarak bu sâatte akşam namazını edâ
eder ve Allah’tan bir dilekte bulunursa isteği mutlaka yerine getirilir. Yatsı namazına gelince,
bu da benden önce bütün peygamberlerin
kılmakta oldukları bir namazdır. Güneş doğarken
şeytanın iki boynuzu arasında doğar. İmânsızlar
da Allah’ı bırakıp ona secde ederler. İşte onlara
muhâlefet olması için bu vakitte de sabah namaz kılınır.” Peygamber sallallâhü aleyhi ve sellem’in bu
sözleri üzerine yahudiler dediler ki: “Dediklerin
doğrudur yâ Muhammed, kabul ediyoruz. Peki
bu namazları kılan kişinin nâil olacağı
mükâfâtlar nelerdir, bir de onlar açıklar
mısınız?” Rasûl aleyhisselâm onlara cevâben şöyle
buyurdular: “Öğle namazı vaktinde cehennem ateşi kızdırılır.
Binâenaleyh, dünyâda iken öğle vakti bu
namazı kılan kimseye Allah, kıyâmette
cehennem ateşini haram kılar, yâni cehenneme
girmez. İkindi namazı vakti, Âdem
Aleyhisselâm’ın o yasak meyveden yediği zamandır. Binâenaleyh, bu vakitte ikindi
namazını edâ eden sanki anasından yeni
doğmuş gibi günahlardan sıyrılır. (Allah Rasûlü,
böyle dedikten sonra şu âyeti okudu: )
“Namazlara, bilhassa orta namaza devam
ediniz.” (Bakara, 238) Akşam namazının vakti, Allah’ın Âdem aleyhisselâm’ın tevbesini kabul
ettiği ândır. Binâenaleyh, manevî yüceliğine
inanarak o ânda akşam namazını kılan bir
mümin Allah’tan ne isterse kendisine verilir.
Yatsı namazına gelince, hiç şüphe yok ki kabir
bir zulmettir. Hangi mümin, gecenin zulmetinde yâni karanlığında yatsı namazına koşarsa Allah
onu cehenneme haram kılar. Hem kıyâmette
kendisine öyle bir nûr verir ki onunla sırâtı
geçer. Kim ki kırk gün sabah namazını cemâatle
kılarsa Allah ona iki berât verir. Bunlardan biri
cehennemden âzâd olduğunun berâtıdır. Diğeri de nifaktan berâttır.” Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem’in bu
îzâhları üzerine yahudiler yine: “Söylediklerin
doğrudur yâ Muhammed!” dediler. Bu sırada bir
de orucu sordular: “Peki, Allah’ın senin
ümmetine bir aylık orucu farz kılmasının sebebi
nedir?” Allah’ın Rasûlü onlara cevâben buyurdular: “Âdem aleyhisselâm’ın yemiş olduğu o yasak
meyve onun karnında otuz gün kalmıştı, işte
ondan sonra Allah, senede otuz gün oruç
tutmayı yâni gündüzleri bir şey yememeyi ve
içmemeyi onun soyuna farz kıldı. Şânı mübârek
ve yüce olan Allah, kendi fazlından bir lütuf olarak, oruçlu günlerde geceleri yiyip içmeyi ise
serbest bıraktı.” Yahudiler yine dediler: “Söylediklerin doğrudur
yâ Muhammed. Peki oruç tutanların nâil
olacakları mükâfâtlar nelerdir?” Rasûl aleyhisselâm onlara cevâben buyurdular: “Manevî yüceliğine inanarak Ramazan orucunu
tutan her bir mümine Allah yedi çeşit ihsanda
bulunur: 1) Bedenindeki bütün haram etler erir. 2) Allah onu rahmetine yakın eder. 3) Amellerin en hayırlısını işlemeyi kendisine
nasîp eder. 4) Onu açlık ve susuzluk tehlikesinden emîn
kılar. 5) Kabir azâbını hafifletir, kolaylaştırır. 6) Kıyâmet günü kendisine öyle bir nûr verir ki
onunla sırâtı geçer. Yâni oruç, kıyamet günü
kişinin sıratı geçmesine vesîle bir nûr olur. 7) Allah, cennette kendisine ikrâmlarda
bulunur.” Yahudiler yine dediler: “Söylediklerin doğrudur
yâ Muhammed! Peki senin diğer peygamberlere
olan üstünlüğün nedir?” Allah Rasûlü onlara cevâben buyurdu: “Her peygamber, kendi kavminin mahvedilmesi
için bedduâ etmiştir. Ben ise, ümmetimin
felâketi ve mahvedilmesi için bedduâ
etmediğim gibi, üstelik onlara âhirette de şefâat
edeceğim. Yâni ümmetimi bağışlaması için
Rabbime yalvarıp yakaracağım.” . Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellem’in bu
sözleri üzerine Yahudiler dediler: “Söylediklerin
doğrudur yâ Muhammed! Biz şehâdet ediyoruz
ki Allah’tan başka ilâh yoktur. Sen de Allah’ın
Rasûlüsün, hak peygambersin!” 《 Tenbîhü'lGâfilîn, Ebû'lLeys Semerkandî 》

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Emeklilere yüzde 25 zam kabul edildi Suudi Arabistan: Suriye'deki mevcut durum sürdürülemez bir hal almıştır. Engin Polat'ın merkezine düzenlenen silahlı saldırı kamerada Hamas'ın İsrail savunmasını aşmak için kullandığı motorlu paraşütler hakkında ne biliniyor?