Yarın İstanbul'un fethinin 570. yıl dönümü kutlanacak.
Bulunduğu konum itibariyle oldukça jeopolitik öneme sahip olan İstanbul; Tarihi ve doğası ile tarihi boyunca dünyanın en güzel şehirlerinden biri olmuştur/olmaya devam etmektedir.
Onların arasında; Aralarında ünlü askerler, siyasetçiler ve yazarların da bulunduğu çok sayıda yabancı İstanbul'u övdü.
Aralarından seçtiğimiz 10 kişi İstanbul'un önemini ve güzelliğini şu şekilde dile getirdi.
• Dünya; Tek bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu. (Napolyon Bonapart)
• Diğer tüm şehirler ölümlü ama bence İstanbul insanlar var oldukça yaşayacak. (Peter Gyllius)
• Dünyada İstanbul kadar uygun bir yerde kurulmuş bir şehir yoktur. (Pedro)
• Yeni bir kara bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın... İstanbul peşini bırakmaz. (Konstantinos Kavafis)
• Dünya başkenti olarak tercih edilebilecek tek yer İstanbul'dur. (Baron De Tot)
• Bir erkeğin hayal gücü ancak İstanbul kadar güzel bir şehri hayal edebilir. (Sir Henry Layard)
• İstanbul eşsiz ve emsalsiz bir şehirdir. Manzarasının güzelliği asla yeniden üretilemez. (Alphonse De Lamartine)
• İstanbul, Asya ve Avrupa'nın uyumlu estetiğini dillere destan bir uyum içinde yansıtıyor. (yazı tipi mıknatısı)
• Yeryüzünde bundan daha muhteşem bir manzara yoktur. Görkemli kubbeleri ve güzel yazlıklarıyla İstanbul, dünyadaki şehirlerin kraliçesidir. (Leydi Dorina Neave)
• İstanbul, insanlara yaşam duygusu, yaşama sevinci, neşe ve güzellik veren eşsiz bir şehirdir. (Bayan Max Müller)
Küçükçekmece Gölü kıyısındaki Yarımburgaz Mağarası'nda yapılan kazılarda elde edilen bulgulara göre, Neolitik ve Kalkolitik insanların İstanbul çevresine ilk kez 300.000 yıl önce yerleştikleri tespit edildi.
MÖ 658 Chr....
O zamanlar antik Yunan yarımadasındaki şehir devletleri arasında Megara adında bir şehir devleti vardı. Şehir devletlerinin dönemin ekonomik ve kültürel açıdan en gelişmiş devletleri olmasının ana nedenlerinden biri sömürgeleştirmeleriydi.
Efsaneye göre Megara kralı Byzas, yeni bir koloni bulmak için Delphi'deki Apollon Tapınağı'na gitmiş ve orada kolonizasyon için en uygun yer konusunda kahine danışmış.
Kâhin ona, Körler Ülkesi olarak da bilinen Kadıköy'ün (bugünkü Kadıköy) karşısındaki ülkeye gitmesini söyledi.
Byzas, kâhinin dediğini yaparak bugünkü tarihi yarımadaya gelmiştir. Byzas, "Böylesine güzel bir bölgenin olduğu karşı kıyıda yerleşim kuranlar kör olmalı" dedi.
Bölgede kurulan Byzas kolonisinin adı Byzantion'du.
Bizans, jeopolitik konumu nedeniyle kısa sürede önemli bir liman kenti haline gelince, nüfusu her geçen gün arttı.
MÖ 196 Chr
Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından Pers İmparatoru Pescennius ile anlaşması olduğu gerekçesiyle yıkılmıştır. Şehir, Roma İmparatorluğu'nun egemenliğine girmiştir.
Bu tarihten sonra tamamen yeniden inşa edilerek sadece bölgenin değil tüm dünyanın en önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir. Adı da Latinize edilerek Byzantium yapılmıştır.
330 yılında Hristiyanlığa geçen ilk Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edildiğinde adı Konstantinopolis olarak değiştirilmiştir.