Marketçi ve kadının başından geçenler
Oğluna meyve almak için manava girer. Elinden tuttuğu oğluna ne almak istediğini sorar. Oğlu elma ile muzu gösterir. Adam elma ile muzun fiyatlarını manava sorar. Manav: “Elma altı, muz sekiz lira,” der.Telaşla içeriye her halinden fakir olduğu belli olan bir kadın girer. Tesadüf bu ya, kadın da elma ve muzun fiyatlarını sorar. Manav: “Elma iki, muz üç lira,” der.
DAHA UCUZA KADINA VERİR
Adam çılgına döner. Kendisine söylenen fiyatın yarısından daha ucuza kadına fiyat verilmiştir. Köpürdü köpürecek, haykırdı haykıracak derken manav kulağına: “Az sabret, neden olduğunu anlatacağım,” der.
Bayan olduğu için önce kadına istediklerini verir. Kadın oldukça mutludur: “Allah’a şükürler olsun ki çocuklarım meyve yiyecekler,” diyerek evin yolunu tutar.
Manav hemen adama döner: “Allah’a andolsun ki, ben seni aldatmadım ve meyvelerin gerçek fiyatını söyledim sana.
Ancak bu kadının dört yetim çocuğu var, kimseden de yardım almıyor, geçimini az geliriyle sağlamaya çalışıyor.
Ne zaman kendisine, ‘Bakkaldan istediğin ne varsa bedava alabilirsin’ dediğimde rahatsız oluyor.
İşte ben de ona yardımcı olmak ve az da olsa sevap işlemek için ucuz fiyatlar veriyorum,” der.Nazik ve kibar da konuşunca adam manavın anlattıklarına inanır, inanmakla kalmaz oldukça duygulanır ve ağlar.
Manav adamdaki samimiyeti görünce sözlerine devam eder:
“Ben Allah ile bir muameleye girişmişim ve O’nun rızasını kazanmak istiyorum.
Gördüğün bu kadın haftada bir gün buraya gelir ve Allah’a andolsun ki, benden gelip bir şeyler aldığı her seferinde ben o gün daha çok kâr ediyorum ve nasıl olduğunu, paraların bana nereden geldiğini de bir türlü bilemiyorum; o günkü kazancımdan bereket yağıyor yemin ederim.”
Ben Allah rızası için yardım ediyorken Rabbim bana oldukça cömert davrandı. İşlerim büyüdü.
Allah’ın rızasını kazanmak hem bu dünya hem uhrevi hayat için çok önemli. O gün geldiğinde Allah’ın huzurunda herkes eşit şekilde saf saf duracak.